|
|
 |
 |
 |
Haberler :)
Her gün 800 mekik çekiyor!
MeLeq tarih 21.08.2009, 11:29 (UTC) | | | Britney Spears, düzgün vücuduyla bu yaza damgasını vuran isimlerin başında geliyor. İki çocuk annesi genç yıldızın vücudu, birkaç ay öncesine kıyasla çok formda görünüyor. Yaz başında turnesi kapsamında verdiği konserlerinde göbeği yüzünden eleştiri oklarının hedefi haline gelen Spears, kısa sürede fazla yağlarından kurtuldu. Ünlü magazin dergisi Closer'a konuşan Spears'ın yakın bir arkadaşı, ünlü yıldızın düzenli olarak spor yaptığını ve karnı için her gün 800 mekik çektiğini dile getirdi. Turnede olmasına rağmen sporunu aksatmayan Spears'ın her sabah 800 mekik çekerek güne başladığı söyleniyor. Fast-food düşkünü olan genç yıldız, beslenmesine de çok dikkat ediyor ve özellikle abur cuburdan uzak duruyor. Çok kolay kilo aldığını söyleyen ünlü şarkıcı, "Bir haftada üç kilo alabilen biriyim, bu nedenle her zaman dikkat etmem gerekiyor" şeklinde konuşuyor. Kariyerinde de başarılı günler yaşayan Spears, önümüzdeki ay sahiplerini bulacak olan 2009 MTV Video Müzik Ödülleri'ndeki yedi daldaki adaylıklarıyla dikkat çekiyor | | | |
|
Başarısız ilişkilerim baba eksikliğinden
MeLeq tarih 21.08.2009, 11:28 (UTC) | | | Hande Ataizi, yedi yaşından beri görmediği öz babasıyla ilgili çok çarpıcı açıklamalar yaptı: ODTÜ'de okurken tarikata girmiş, anneme de kapanması için baskı yapmış!
Anne ve babası yıllar önce ayrılan ünlü oyuncu Hande Ataizi; konuk olduğu 'Aramızda Kalmasın' programında duygusal anlar yaşadı. Canlı yayında babasından bahseden, yedi yaşındayken babasına söylediği "Annemi çok üzüyorsun, bir daha beni arama" sözlerini dile getiren Ataizi; ağlamamak için çok direndi. Ünlü oyuncu "Sinirlerim bozuldu" diyerek de bir süre sessiz kaldı.
HANDE ATAİZİ FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ
Başka bir hayatı seçmiş
Babasıyla hiç görüşmediğini söyleyen Hande Ataizi, "Başka bir hayatı tercih etti" diyerek babasının, annesiyle birlikte ODTÜ'de okurken tarikata girdiğini söyledi. Ünlü oyuncu, o günlere dair şunları anlattı: "Öyle grup çalışmaları bana göre değil... Allah inancı hepimizin içinde... Hepimiz bir şekilde ibadetimizi yapıyoruz, zekatımızı da veriyoruz ama babam ailesiyle ilgilenemeyecek bir pozisyona geldi. O yüzden böyle bir yol ayrımı yaşadı. Onu anlıyorum da, anlamak da yeterli değil..."
Atatürkçü bir ailesi vardı
Babasının ailesinin aslında çok Atatürkçü bir aile olduğunu ifade eden Ataizi şöjyle konuştu: "Demek ki herkes içindeki boşluğu bir şekilde doldurmaya çalışıyor. Kimisi alkolik oluyor, kimisi uyuşturucu bağımlısı oluyor, kimisi dine veriyor. O üniversite dönemindeydi; belki de daha iyi bir şeye vermiş, hani öbürlerine vereceğine..."
Kalbimin bir tarafı kırık
Babasının, annesine kapanması yönünde birtakım baskılar da kurduğunu söyleyen Ataizi, "Bir insan nasıl 23 yaşında bir anda değişir? Bana tuhaf da geliyor, yanlış da bulmuyorum açıkçası" dedi. Ataizi, öz babasıyla olan kopukluğunun erkeklerle olan ilişkilerine de yansıdığını ifiraf ederek şunları anlattı: "Sonuçta kalbimin bir tarafı kırık... İlişkilerimde zaten başarılı olamamak yani sonlandıramamak herhalde biraz bundan kaynaklanıyor. Çünkü ilişkide çok güvende hissetmek istiyorum kendimi. Çok sevince, o sevginin arkasından korku da geliyor. Terk edileceğim korkusu. O korku dünyanın en kötü şeyi..." (Televizyon Gazetesi)
Dizi yerine tiyatro
Amerika'dan 1.5 ay önce dönen Hande Ataizi, tiyatro yapmak istediğini belirterek "Benim asıl işim tiyatro... Ben tiyatro eğitimi aldım ve çok uzun zamandır da bu televizyon işlerinden dolayı bir türlü vakit bulup tiyatronun içinde olamamıştım" dedi. Bu kış bir televizyon kanalında kendi programını yapacağını söyleyen Ataizi, "Bugüne kadar televizyona yaptığım bütün işler çok tuttuğu için ara vermek gibi bir şansım olmadı. Bu yüzden sinemaya pek vaktim kalmadı. Ama gerçekten sevdiğim, güzel bir sinema projesi olursa, özellikle gençlerle çok çalışmak istiyorum" dedi. İlk filmini yapacak amatör sinemacılara da yardımcı olmak isteyen Hande Ataizi, "Projelerinde hiç para almadan çalışabilirim" şeklinde konuştu | | | |
|
Tam 60 yıldır hiç sektirmedi
=) tarih 21.08.2009, 08:34 (UTC) | | | Tam 60 yıldır evli olan İngiliz adam Tom Shovelton mutlu evliliğin sırrını açıkladı. Şu anda 87 yaşında olan Tom Shovelton, eşi Joan'ın yastığına hergün bir gül bırakıyor.
60 yıldır eşinin yastığına hergün bir gül koymayı hiç sektirmediğini dile getiren Tom Shovelton, mutlu evliliğinden 5 çocuk, 10 torun ve bir tane de torununun tornu olduğunu söyledi.
Tom Shovelton ile 60 yıldır mutlu bir evliliği olduğunu açıklayan 83 yaşındaki Joan, "Kocam evliliğimizin ilk gününden bu yana hergün yastığıma bir gül bırakıyor. Beni mutlaka sabah ve akşam yatağa girmeden önce öper" dedi.
Çift mutlu evliliklerinin sırrını, yastığa konulan bir gül ile sabah ve akşamki öpücüklere borçlu olduklarını açıkladı. Evlendikten sonra hiç ayrılmayan Shovelton çifti, Manchester'da bir pazarda bahçıvan olarak çalıştıklarını belirtti.
DÜNYADAN KISA KISA...
İRAN-ABD ARASINDA SANAL SAVAŞ
İran ile ABD arasındaki soğuk savaş rüzgarları “sanal savaş” cephesinde de esiyor. İran Meclisi, “ABD'nin tehdit ve komplolarıyla mücadele” için 20 milyon dolar ödenek ayırmayı görüşecek. Bir grup milletvekilinin imzasıyla Meclise sunulan taslak, “ABD'nin sanal dünyada İran aleyhindeki yayınlarını engellemek, Washington ve Batılı yönetimlerin insan hakları ihlallerini ifşa etmek için bütçeden kaynak ayrılmasını” öngörüyor.
ABD'DE ASKERİ HELİKOPTER DÜŞTÜ
ABD'de askeri helikopter düştü, 2 kişi öldü. Polis yetkilileri, Kentucky Campbell üssünden kalkan 'Black Hawk' cinsi helikopterin Colorado eyaletinin ikinci en yüksek dağı olan “Massive”in eteklerine düştüğünü söyledi. Kazadan kurtulan bir kişinin de hastaneye kaldırıldığını belirten yetkililer, ayrıca helikopterde olduğu belirlenen 4'üncü kişiyi arama çalışmalarının sürdüğünü kaydetti.
LE PEN GÖÇMENLERE KAN KUSTU
Fransa'da aşırı sağın lideri Jean-Marie Le Pen, çeşitli olayların yüzde 90'ının altından "bir göçmen veya göçmen kökenli birinin" çıktığını söyledi. RTL kanalında konuşan Le Pen, "Güvensizlik ortamıyla mücadelenin göçün kontrol altına alınmasından geçtiğini" iddia etti
| | | |
|
İşte merakla beklenen film
KeLeBeq tarih 21.08.2009, 08:33 (UTC) | | | 
22. Yüzyılda bir başka gezegende geçen, son zamanların en merak edilen filmi şimdiden tartışılıyor.
"Titanic"in Oscar ödüllü yönetmeni James Cameron'un Aralık ayında yayınlanması beklenen yeni filmi "Avatar" şimdiden en merak edilen film oldu.
22. Yüzyılda, küçük bir gezegen olan Pandora'da geçen film, hayal gücünün sınırlarını zorlar nitelikte.
Film, insanların yaşayamadığı, Na'vi kabilesi olarak adlandırılan mavi tenli, dev hümanoidlerin ve insanlar tarafından "üretilen", beyinsel bir linkle yönlendirilebilen Na'vi-insan hibridlerinin bulunduğu Pandora'ya gitmeye gönüllü olan felçli bir askerin müthiş hikayesini anlatıyor.
Şimdiden Oscar'a birkaç dalda aday olacağı söylenen bilim-kurgu "Avatar" da, kendi dünyasını mahvetme aşamasına gelmiş insanları anlatan filmlerin en ilginci olarak niteleniyor | | | |
|
DSÖ'den yeni domuz gribi salgını uyarısı
KeleBeq tarih 21.08.2009, 08:32 (UTC) | | | Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), domuz gribinin önümüzdeki aylarda hızla yayılacağı ve daha büyük bir tehdit oluşturacağı uyarısında bulunarak, hükümetleri gerekli hazırlıkları yapmaya çağırdı.
Örgütün Batı Pasifik Müdürü Shin Young-soo, Pekin'de düzenlenen sempozyumda, kısa süre içinde domuz gribi vakalarının iki-üç günde bir ikiye katlanacağı bir dönem başlayacağını savunarak, "Daha çok vaka ve ölüm olacağı kesin" diye konuştu.
DSÖ, geçen hafta dünya çapında 1800 kişinin ölümüne sebep olan domuz gribinin kış ve grip mevsimi yaşayan Avustralya gibi güney yarım küre ülkelerinde yayıldığına dikkati çekmişti.
Shin Young-soo, domuz gribinin yeterli donatımı ve bütçesi olmayan gelişmekte olan ülkelerde daha büyük tehdit oluşturduğuna işaret ederek, hükümetlerin halkı eğitmek ve sağlık sistemlerinde gerekli hazırlıkları yapmak için çok az zamanları kaldığı uyarısında bulundu.
DSÖ Genel Sekreteri Margaret Chan de yaptğı video konuşmasında, domuz gribi virüsünün hamile kadınlar ile astımlılar, damar hastalığı bulunanlar ve şeker hastaları için daha fazla risk oluşturduğunu belirtti. DSÖ yetkilileri, daha önce domuz gribinin önümüzdeki iki yılda iki milyar insana, yani dünya nüfusunun üçte birine bulaşacağı tahmininde bulunmuştu.
Sağlık ve ilaç sektöründe kuzey yarım kürede grip sezonu başlamadan önce aşı üretiminin hızlandırılması için çabalar yoğunlaştırıldı. 1968'de Hong Kong gribi olarak adlandırılan salgın yaklaşık bir milyon kişinin ölümüne yol açmıştı. Normal gripten dolayı her yıl 250 bin-500 bin arasında insan ölüyor | | | |
|
Çılgın kocanın ayrılık katliamı
DeLİ tarih 21.08.2009, 08:31 (UTC) | | | 
Zonguldak'ın Çaycuma İlçesi'ne bağlı Çayır Köyü'nde Şafak Köksal, geçimsizlik nedeniyle evini terk edip babaocağına dönen eşi ile ailesini katletti. Şafak Köksal, kayınpederi ve kayınvalidesi ile iki baldızını ormanda pusu kurarak, eşi ve kayınvalidesini ise evlerinde kurşunlayarak öldürdü.
OLAY YERİNDEN FOTOĞRAFLAR
KATLİAMDA HAYATINI KAYBEDENLERİN FOTOĞRAFLARI
Çayır Köyü’ne bağlı Ayıcıoğlu Mahallesi’nde oturan ve maden ocaklarında işçi olarak çalışan Şafak Köksal (22), 1.5 yıl önce aynı köye bağlı Başkıvanç Mahallesi’nde oturan yaşıtı Ayşe Köksal’ı kaçırarak evlendi. Bu evliliklerinden 3 aylık ‘Doğu’ adını verdikleri bir erkek çocukları bulunan Köksal çiftinin arası şiddetli geçimsizlik nedeniyle bozuldu. İddiaya göre 1 ay önce kavga ettiği eşine tabancayla ateş eden, ancak isabet ettiremeyen Şafak Köksal, eşinin şikayeti üzerine jandarma tarafından gözaltına alındı. İfadesinin ardından Cumhuriyet Savcısı’nın talimatıyla serbest bırakılan Köksal’ın şiddet uygulamaya devam etmesi üzerine Ayşe Köksal, 15 gün önce oğlunu da alarak babaevine döndü ve boşanma davası açtı.
OĞLUNU GÖREMEYİNCE KATLİAM PLANI YAPTI
Şafak Köksal, bir kaç gün önce kayınpederinin evine giderek oğlunu görmek istedi. Ancak ailenin izin vermemesi üzerine oğlunu göremeyen Şafak Köksal, eşini ve ailesini öldürmeye karar verdi. Şafak Köksal, köye yaklaşık 8 kilometre uzaklıkta Yukarıharman Mevkii’nde bulunan kendilerine ait kömür ocağında çalışmaya giden Köroğlu ailesinin içinde bulunduğu kamyonetin geçeceği yola dün saat 18.00 sıralarında kütük parçası koyup, ağaçların arasına gizlendi. Şafak Köksal, kütük parçalarını yoldan çekmek için kamyonetten inen baldızları 24 yaşındaki Zülfiye ile 26 yaşındaki İlknur Köroğlu’na saklandığı yerden çıkıp kurşun yağdırdı. Daha sonra, kamyonetin şoför mahalindeki kayınpederi 49 yaşındaki Hüseyin Köroğlu ile yanında oturan kayınvalidesi 45 yaşındaki Havva Köroğlu’na ateş etti. Hüseyin Köroğlu’nun, yaralı halde kaçmak için can havliyle gaza bastığı kamyonet, 100 metre ileride yoldan çıkarak ağaçlara çarptı. Şafak Köksal, burada Hüseyin Köroğlu’na bir kez daha ateş ettikten sonra, yaklaşık 8 kilometrelik yolu 1 saatte yürüyerek saat 19.00 sıralarında kayınpederinin evine geldi.
KAPI KİLİDİNİ KURŞUNLA PARÇALADI
Kilitli kapıyı ateş ederek açan ve içeriye giren Şafak Köksal, 3 aylık oğlunun gözü önünde eşi Ayşe Köksal ve kayınbiraderi 20 yaşındaki Aydın Köroğlu’na da kurşun yağdırdı. Daha sonra kucağına aldığı oğlunu kendi evine bırakıp köy kahvesine giden Şafak Köksal, telefonla jandarmayı arayarak teslim oldu. Köksal, Çaycuma İlçe Jandarma Karakolu’na götürüldü.
Sağlık ekiplerinin yaptığı incelemede 6 kişinin de öldüğü belirlendi. Jandarma, cesetlerin bulunduğu ormanlık alanda ve evin etrafında geniş güvenlik önlemi alırken, Cumhuriyet Savcısı ile birlikte inceleme yaptı. Evin içinde, çevresinde ve ormanlık alandaki olay yerinde çok sayıda boş kovan bulundu. Cesetler, incelemenin ardından Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Askerliğini komando olarak yapan Şafak Köksal’ın katliamda kullandığı 2 tabanca ve 1 av tüfeğine el konuldu. Köroğlu ailesinin yakınları ise evin önünde sinir krizi geçirdi.
ASKER UĞURLAMAYA GİTTİ, KURTULDU
Köroğlu ailesinin diğer oğlu Ali’nin ise olay sırasında bir arkadaşının asker uğurlama törenine katılmak üzere Çaycuma’ya gittiği ve böylece katliamdan kurtulduğu belirtildi.
Çayır Köyü Muhtarı Rafet Çınar, yeni evli olan çift arasında bir süredir şiddetli geçimsizlik olduğunu bildiklerini, hatta Şafak Köksal’ın eşine şiddet uyguladığını duyduklarını belirterek, "Damat bir kaç gün önce çocuğunu görmek için eve gitmiş. Ancak oğlunu göstermemişler. Bundan dolayı psikolojik sorunlar yaşamış olabilir" dedi.
Havva Köroğlu’nun kardeşi Ahmet Demir ise genç çiftin kaçarak evlenmesi üzerine ailelerin düğün yaptığını, ancak daha sonraki süreçte aralarının bozulduğunu söyledi. Demir, Şafak Köksal’ın 1 ay önce evde eşine ateş ettiğini ancak isabet ettiremediğini, bu yüzden gözaltına alındığını, daha sonra ise serbest bırakıldığını söyledi.
Katliamla ilgili soruşturma sürdürülüyor
| | | |
|
|
| Bugün 2 ziyaretçi (4 klik) kişi burdaydı! |
|
 |
|
|
 |
|
İbadetler belirli vakitlerde yapılır. Farz olan orucun vakti Ramazan ayıdır. Ramazan ayının dinimizde büyük bir önemi ve diğer aylar arasında seçkin bir yeri vardır. Ramazan ayının taşıdığı özellikler şunlardır:
İnsanlığı karanlıklardan çıkarıp aydınlığa kavuşturan Rabbimizin son mesajı yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim, bu ayda yeryüzüne inmeye başlamış ve böylece insanlık için yepyeni ve mutlu bir dönem başlamıştır.
Bu gerçek, Kur'an-ı Kerim'de şöyle bildirilmiştir:
"Ramazan ayı ki onda Kur'an, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi."
Kur'an-ı Kerim Ramazan ayında inmeye başladığı için bu ay, bir anlamda Kur'an ayıdır. Kur'an-ı Kerim'i Peygamberimize getiren büyük melek Cebrail, her yıl Ramazan ayında Peygamberimize gelir ve o güne kadar nazil olan Kur'an ayetlerini karşılıklı olarak birbirlerine okurlardı. Hz. Muhammed Aleyhisselâm'a peygamberlik görevi bu ayda verilmiştir. Mekke yakınlarındaki Hira mağarasında "oku" emri ile başlayan ilk Kur'an ayetlerini Hz. Muhammed'e tebliğ eden büyük melek Cebrail (a.s.) daha sonra ona "Sen Allah'ın Resûlüsün (Peygamberisin) ben de Cebrailim" diye hitap ederek onun insanlığın kurtuluşu için peygamber olarak görevlendirildiğini bildirdi. Bin aydan daha hayırlı olduğu Kur'an-ı Kerim'de bildirilen ve mü'minlere Allah'ın en büyük lütuf ve ikramlarından biri olan "Kadir Gecesi" de bu ayın içindedir. İslâm'ın beş şartından biri olan, insanı nefsinin aşırı arzularından ve maddî ihtiraslardan kurtarıp yücelten ve âdeta melekleştiren oruç ibadeti, bu aya tahsis edilmiştir. Ramazan gecelerinde cemaatin büyük bir coşku ile kıldığı teravih namazı da bu aya mahsus bir ibadettir. Oruçlunun derin bir huzur ve manevî zevk duyduğu sahur ve iftar sofraları da bu aya ayrı bir anlam kazandıran özelliklerdir |
 |
|
